1.25.2012

Call Center'e takılıp kalırsın inşallah!

Ben kimi kızdırdım da call center'in eline düştüm bilmiyorum. Ama öyle bir düştüm ki içinden çıkamadım.
Önce yetenek sınavlarından esinlenen giriş menüsünü aşabilmek için birkaç defa baştan başlamak zorunda kaldım. Duygudan yoksun ama kibar bir kayıt, bana ya yanlış tuşlama yaptığımı ya da zamanı iyi kullanamadığımı bildirdiği için ben de telefonu kapatıp baştan arıyordum. Her defasında girişteki yeni hizmetler bölümünü dinlerken sinirlenmemek için derin nefesler aldım. Bu robot kayıt labirentinden kurtulup canlı bir insana ulaşmak konusunda kararlıydım. Bu nedenle müşteri temsilcisine bağlanacağımı müjdeleyen kayıdı dinlediğimde sınavı geçen çocuklar gibi sevindim. Ancak bu sevincim pek uzun sürmedi başka bir kayıt beklemem gerektiğini söyleyerek beni müzikli başka bir kaydıda attı. Sürekli tekrarlanan sloganlara ve cızırtılı melodilere dayanmak ayrı bir zorluk olarak çıktı karşıma. Birkaç defa telefonu kapatıp içine düştüğüm kabustan kurtulmayı düşündüysem de vazgeçmeden dayanmam gerektiğini telkin ettim kendi kendime. Bir de tekrar baştan başlamayı göze alamadım doğrusu.Sonunda canlı bir insan sesi çıktı karşıma. Bir an sevinçten ne söyleyeceğimi bile unuttum. Onca kayıttan sonra canlı bir insanla karşılaşınca akrabamı bulmuş gibi sevindim. Ancak sorunumu aktardıktan sonra telefonun diğer ucundakinin de bir tür robot olabileceği konusunda ciddi şüpheler duymaya başladım. Kibar, sakin ama anlamsız cevaplar veriyordu. Belli ki önündeki ekrandan okuduğu cümleleri tekrarlıyordu. Ancak hiçbiri benim sorunuma çare olmuyordu. Anlaşılan kayıtdışı bir sorunum vardı. Baktım olacak gibi değil, şikayet bildirmek istediğimi söyledim. Canlı robot şikayeti ekranına kayıt etti. Nasıl takip edeceğimi sorunca da bana gülümseyen bir sesle: "Call center'i aramanız yeterli."deyiverdi.
Call center ya da namı-diğer çağrı merkezi teknolojinin yarattığı bir kolaylık olması gerekirken insanları canlarından bezdiren bir işkence mekanizması bence. Nerede o güzelim eski günler? Hani "bana müdürü çağırın!" diyerek gürlediğimiz muhteşem zamanlar? Sanki depremde yıkıntılar arasında canlı insan arar gibi olduk. "Kimse var mı orada" diyerek boşa bağırıp duruyoruz. Bugün herkes yetkili, işler tanımlı kurallar ve uygulamalar çerçevesinde yürüyor. Kurumsal, formatlı, kurallı herşey. Farklı oldun mu yandın. Tanımlanmamış alanda duran için hizmet de, çözüm de, hayat da yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder