6.29.2012

Olmaz deme, olan oldu işte!

Evet, mucizelere inancim tazelendi. İki yıldır, yani oturmakta olduğum eve taşındığım günden beri bir duvarımı paylaştığım komşumla sorunum vardı. İlk taşındığımızda etraftaki diğer evlerde oturanların muzip bakışlarına pek anlam verememiştim. Bize "hoşgeldiniz" derken bir kaşları kalkıktı; asıl söyleyeceklerini yutar gibi bir halleri vardı. Çok geçmeden neden öyle davrandıkları ortaya çıktı. Yeni evimizde doğa il baş başa sessiz bir yaşama merhaba dediğimizi düşünürken, karı koca, iki yetişkin çocuk bir de köpekten oluşan komşu ekibin örgütlü gürültü performansı karşısında şaşa kaldık. Bu durumu kendilerine en uygun nasıl akatarabileceğimizi düşünürken komşu "gürültünüzden bıktık, sessiz olun" diye kapımıza dayanıverdi. Üstelik arkası kesilmedi: "Merdivenden inerken gürültü çıkıyor, kuşlar sizin çatınızdan bizi rahatsız ediyor, köpeğiniz havladığı için çocuklarımız ders çalışamıyor..."
Başlangıçta kibarca dinleyip özür diliyorduk. Daha sessiz olmak için kendimizce önlem alıyorduk. Ancak bundan üç ay önce olan oldu. Sanki futbol stadını evlerine getirmiş gibi maçı izlemelerine tahammül ettikten sonra aynı gece sahaba kadar komşu yatak odasındaki televizyondan haberleri izlediği için uyuyamayınca sabrımız taştı. Tam şikayet etmek için kapılarına gidecektik ki bir de baktık komşu zilimizi çalıyor. Köpeğimizin havlamasından rahatsız olduklarını, çocuklarının sabahın dokuz buçuğunda uykularından uyandığını, sinirli bir şekilde bize şikayet ediyor. 
Tabii o anda ipler koptu. Eşim kendini kaybetti. Ama komşu arsızlık konusundaki deneyimiyle anında üstünlüğü ele geçirdi. Baktım olacak gibi değil uzlaşma yoluna gittim. Eşimi de komşuyu da yatıştırıp eve dönmelerini sağladım. Sonra da bu işi kökünden halledecek bir strateji değişikliğine gittim. 
Komşum oturduğumuz sitenin yönetim kurulu başkanı. Hesaplarda ve hizmetlerde açıklar olduğunu tespit ettim ve hukuk yoluna baş vurup savcılığa şikayette bulundum. Kendisine de bir daha beni telefonla veya kapıya gelerek rahatsız ederse polis çağıracağımı bildirdim.
Savcılıktaki durum henüz sonuçlanmadı, ama komşum polis konusunu ciddiye aldı. Bugün de evini satılığa çıkardığını gördüm. O satılık panosu benim için gerçekleşen bir mucize. Ayrıca site içindeki diğer komşuların bakışları da tavırları da değişti. Kendimi bir tür kahraman gibi hissediyorum.
Bunları neden paylaştım? Hepimizin hayatlarında bu tür insanlar var. İş yerinde, okulda, hatta akrabalar arasında bile. Bir şekilde hiç anlaşamadığın halde her gün aynı ortamı paylaşmak durumunda kaldığın, bazen çok yakın olmak zorunda olduğun insanlar var. Bu insanlar bize zaaflarımızla yüzleşmeyi, kaçındığımız konuların üzerine gitmeyi ve daha güçlü olmayı öğretiyor. Onlardan şikayet edip kurban kimliği altına saklanmak yerine, onları sınırlarımızı sorgulamak ve kendimizi aşmak için bir fırsat gibi görmeliyiz. Çünkü biz zorlanmadan, sıkışmadan, meydan okunmadan kendimizi geliştirmeye yanaşmıyoruz.
İşte bu yüzden komşuma teşekkür ediyorum. Bunca yıllık yaşamımda bana hala saklı kalmış bir yanımla tanıştırdığı için ona teşekkür ediyorum. Hem de herkesten uzak, sessiz ve huzurlu bu evimde bile beni bulup bana bu armağanı verdiği için teşekkür ediyorum. Ve hepsinden önemlisi evini satmaya karar verdiği için teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder