6.25.2012

hayal katili

İtiraf ediyorum. Katil oldum. Cezam neyse çekmeye razıyım. Ben öldürdüm. Hem de sevdiğim bir insanın en değerli hayalini öldürdüm. Artık ne yapsam boş. Hayaller de insanlar gibi öldüler mi bir daha dirilmiyorlar. Katil oldum ben.
Aslında niyetim iyiydi. Gerçeklik ayarı yapmak istemiştim. Çünkü hayaller bazen insanları içinde bulundukları andan koparıveriyor. Sarsıp uyandırmak istemiştim. Şimdiyi görmesi için. Çünkü ben onun yaşadığı anı, çok beğeniyordum, o da görsün, kaçırmasın istemiştim. Onu her fırsatta gerçeğe çağırıyordum, ama hayali onu bırakmıyordu. Ne desem ne yapsam dönüp dolaşıp hayaline kaçıveriyordu. Baktım olacak gibi değil birkaç keskin darbeyle hayalini yere indirdim. Sonra da onun şaşkın bakışları önünde hayalini öldürdüm. Daha son nefesini vermek üzereyken pişman olmuştum bile, ama geri dönüşü olmayan bir yolda buldum kendimi.

Bir hayal katili olarak söylüyorum, siz siz olun kimsenin hayalini sakın ola ki öldürmeyin. Size ne kadar zararlı gelirse gelsin, ne kadar akıl dışı olursa olsun. Ya da ne kadar kıskanırsanız kıskanın, kendinizi tutun, dilinizi ıssırın. Hayalini size tanıştıracak kadar size güvenen birine ihanet etmeyin. Çünkü onun hayali size ne kadar ters gelse de, ne kadar boş olduğunu düşünseniz de hayallerin bize gerçeklerle baş edebilme gücü verdiğini aklınızda tutun.

Hayaller bizi zor zamanlarımızda oyalayarak sıkıntılarımızı hafifletiyorlar. Mutlu olduğumuzda ise etrafımızı sararak bizi asla ulaşamayacağımızı sandığımız yerlere götürüyorlar. Her ne kadar bazı olumsuz yan etkilere sahip olsalar da, hayallerimizdir bize yaşama sevinci veren. Bence en önemli özellikleri, de kendimizi aşmamız için bize hedef göstermeleridir. Hayal kuran, hayalleri olan insanlar yaratıyor gerçekleri. Hatta diyebilirim ki yaşadığımız gerçekliğin niteliği hayallerimizin gücüyle orantılı.
Tüm hayallerin ve hayal kuranların önünde derin bir pişmanlıkla eğiliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder